size genlerin kişiler arasında çekime neden olan başkalarının duyamayacağı bir koku yarattığını söylesem..
Örneğin erkeğinkinden farklı bağışıklık sistemi olan bir kadının o erkeği daha çekici bulduğunu biliyoruz. Bu evrede yön verici olan kokudur.

Her duygu belli bir nörotransmitter tarafından tetiklenir. Dopamin, bizim dünyayı o özel kişiden ibaret görmeye odaklanmamıza neden olur. Bu takıntılı bir hal bile alabilir.

Aşık olunca iştahın kaybı, uykusuz kalabilme, kalp atışlarının hızlanması, ellerin terlemesi ve zor soluk alıp verme gibi tepkiler beyinde feniletilaminin ve dopaminin yüksek dozda salgılanmasına bağlıdır.Helen Fisher, sevgililerin birlikteyken duydukları heyecanla, birbirlerinden ayrıyken yaşadıkları stresi, ilaç bağımlılarının davranışlarına benzetiyor.

“İki insanın bir araya gelmesi iki kimyasal maddenin birleşmesi gibidir: eğer bir reaksiyon olursa ikisi de değişir.”
– C.G. Jung
Son olarak Victor Hugo'nun şu sözünü hatırlatmak istiyorum;
Aşk uğrunda gerekirse hayatımı veririm. Fakat özgürlüğüm uğrunda aşkımı da feda ederim.
Özgürlügünüzü yok eden herşeyden nefret etmeye başlarsınız işte bu yüzden herkesin kendi hayatı olduğunu unutmadan sevin

AŞKLA KALIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder